İşinizi Bir Robota Kaptırmak İster misiniz?: Yapay Zekanın İstihdam Üzerindeki Olası Etkileri

Prof. Dr. Sedat LAÇİNER

Geçenlerde ChatGPT’ye çok iyi tanıdığım bir yazar hakkında sorular sordum; verdiği yanıtlar yanlıştı. Sanki aklı karışmış gibi, ChatGPT yazar hakkındaki bilgileri yerlerini değiştirerek veriyordu… Yanıldığını yazdım, ama robot ısrarla hatasını savundu. Birkaç kanıt gösterince, “özür dilerim, yanlış yaptım” dedi…

Uzmanlar, gelişmiş yapay zekanın bile bir insanın yazma becerileriyle eşleşemediğini söylüyor… Yapay zeka geçen yıla kadar hala kişisel ses ve stilden yoksundu ve sıklıkla yanlış, anlamsız veya önyargılı cevaplar veriyordu. Hala da büyük eksikleri var. Ancak gelişme hızı dehşet verici… Özellikle son bir yılda yapay zekanın kalitesi hızla arttı ve çok daha akıcı konuşmalar yapabilen, şarkı yazabilen ve bilgisayar kodu üretebilen sohbet robotları ortaya çıktı.


Evet, yine hata yapıyorlar, birçok alanda bir insanın yerini alabilmeleri hala mümkün değil. Üretici firmalar da bunun farkında ve açığı kapatabilmek için çok çalışıyorlar, bu işe çok kaynak ayırıyorlar…


Makineleşen Dünya


Yapay zeka robotların en iyi oldukları alan, tekrar gerektiren işler. Robotlar, hatta makineler için bu hep böyle olmuştur… Sıradan bir insan, aynı işleri tekrar tekrar yapmaktan yorulur, bıkar. Bir insandan aynı işi arka arkaya örneğin 15 kez yinelemesini isterseniz yaptığı 15 işin her biri farklı olur, sonlara doğru ise verim iyice düşer, hatalar başlar, kalite azalır. İş ne kadar basit olursa olsun, bu böyledir…


Örneğin işimiz bir civatayı 10 saniye sıkmak olsun; hiçbirimiz bu kadar basit bir işi 20 bin kez üst üste yapamayız... Yapmaya kalksak düzgün yapamayız… Kaldı ki bir civatayı 20 bin kez sıkmak için hayat çok kısa değil mi? Kim hayatını böyle geçirmek ister ki? Oysa ki bir makineden, söz gelimi 15 kez çalışmasını isterseniz 15’inde de aynı sonucu alırsınız… Hatta o makineyi 15 milyon kez de çalıştırsanız her birinde çıkan ürün aynı olur, değişmez… Makine bozuluncaya kadar bu böyledir...


Sanayi, Devrimi’yle birlikte üretimde makineleşme hızlandı ve geleneksel üretim yöntemleri büyük oranda ortadan kalktı, kol gücünün yerini demir ve çeliğin yorulmak bilmez çalışması aldı… İlk makineler sadece bir veya birkaç mekanik eylemi yapıyordu. Ancak zamanla makinelerin işlevleri artmaya başladı; seri halde arka arkaya gelen birden fazla işi yapmaya başladılar. Ama yine de başlarında bir insan olması gerekiyordu…


“Robot” dediğimiz daha gelişmiş makineler, sensörler ve diğer teknolojik yenilikler sayesinde bir dizi tekrarlayan işlemi tek başına veya çok az insan yardımıyla yapabilir hale geldi. Artık makinelerin görevi bir vidayı sıkmak gibi basit işler değildi. Sanayide robotlaşma öylesine hızlı arttı ki, otomobil gibi bazı ürünlerin büyük kısmı el değmeden üretiliyor. Tüm dünyada 3 milyondan fazla endüstriyel robot olduğu sanılıyor ve her yıl 400 binden fazla sanayi robotu piyasaya giriyor…


Robotlaşma doğal olarak istihdam ihtiyacını da azalttı. Daha önce 5 bin işçi ile yapılabilen üretimler, artık birkaç yüz işçiyle yapılabiliyor… Fabrikalar tenhalaştı, üretim bantlarından sadece mekanik ve dijital sesler gelir oldu


Makineleşme ile birçok insan işsiz kaldı ama insanlara ağır gelen, aslında insan haklarına da pek uymayan kirli, zorlu ve tekrarlayan işlerin makinelerce halledilmesi sayesinde insanların çok daha konforlu hayatları oldu…


Makineler İnsan Gibi Düşünürse…


Mekanik ve dijital robotlar sanayide insanın yerini aldı… Peki bu robotlar insan gibi düşünebilse, insan zekasının pek çok özelliğini taklit edebilse robotlar her alanda insanın yerini alabilirler mi?


İlk bakışta bu sorunun yanıtı olumsuz gibi duruyor, çünkü insan olarak zekamızı abartıyoruz. Daha doğrusu hepimiz zekamızı tam kapasite kullandığımızı sanıyoruz. Oysa ki pek çoğumuzun entelektüel iş sandığı mesleklerin büyük bir kısmı mevcut bilgilerin harmanlanıp, çok da yaratıcılık gerektirmeden yeniden sunulmasından ibaret…


Örneğin gazetecilikte, reklam sektöründe, pazarlamada, borsa ve yatırım danışmanlığında, akademisyenlikte, hatta dizi film senaryosu ve şarkı yazarlığında, yani senaristlikte ve güftekarlıkta bile yaratıcılık belli bir sınırdan sonra başlıyor. Eğer başarılı haber veya senaryonun formülünü oluşturursanız bir yapay zeka size çok kısa zamanda yüzlerce reklam metni veya haber çıkarabiliyor…


Yani çok yaratıcı (creative) sandığımız meslekler bile akıllı robotların kısa sürede yapabileceği işler olabiliyor… Bunu söylerken insan yaratıcılığını küçümsemek istemiyorum; gazetecilikte veya akademisyenlikte orjinalite her zaman özeldir ve hiçbir makinenin bunun yerini alabileceğini sanmıyorum. Örneğin yapay zeka ile çok satan bir aşk romanı yazdırabilirsiniz ama bu yazdırdığınız hiçbir zaman Tolstoy’un Anna Karanina’sı olmayacaktır. Veya robotlardan bir Nazım Hikmet çıkaramazsınız…



Yaklaşan İşsizlik Dalgası


Makineler, önce tarımda ve hayvancılıkta insanın yerini almaya başladılar. Ardından sanayi geldi… Şimdi sırada hizmet sektörü var… Türkiye’de henüz bu korku yaşanmıyor olsa da ABD’de yapay zeka hizmet sektörüne gireli çok oluyor ve özellikle son bir yılda işini yapay zeka yazılımlara kaybeden insanlar çoğalmaya başladı… Bunun nedeni basit, yapay zeka ucuza mal oluyor ve insanlar gibi istikrarsız davranmıyorlar… Kalitede ufak tefek düşmeler olsa da birçok şirket için maliyetlerdeki düşüş kalitedeki düşüşe değiyor. Kaldı ki çoğu zaman yapay zeka ürünlerinde bu kalite düşüşü de gözlenmiyor…


Uzmanlara göre ChatGPT benzeri yapay zeka teknolojisi yakın zamanda yüz milyonlarca kişinin işini elinden alacak… Eğer yüz milyonlarca insan işini kaybederse bunun anlamı toplumsal ve siyasal hayatta büyük bir yıkım ve yeniden yapım demektir… Böyle bir karmaşanın neden olacağı sarsıntı herkesi ve her sektörü kaçınılmaz olarak etkileyecektir… Yani yapay zekanın insanlığı yok edeceğine dair tartışmalardan önce işsizliği konuşmak daha akıllıca olabilir. Çünkü işsizlik ve neden olduğu sosyal karmaşa, yapay zekanın otonom kararlarından çok daha önce insanlığı büyük yıkımlarla karşı karşıya getirebilir…


Akıllı Robotların Faydaları


Daha önce söylediğimiz gibi, haklarını yemeyelim, makineler üzerimizdeki pek çok yükü aldılar… Kirli ve sağlığı bozucu birçok iş artık makinelerce yapılıyor ve biz insanlar daha konforlu yaşıyoruz… Benzeri bir durum yapay zeka robotlar için de geçerli aslında. Yani ‘akıllı robotlar’ın pek çok faydası da var… Bu faydaların başında ise tekrarlayan ve insan sağlığı için pek de faydalı olmayan işleri üstlenmesi geliyor… Yazılım dünyasına aşina olanlar bilirler, yazılımcılar devasa rakam yığınlarıyla ve tekrarlayan onlarca, binlerce işlemle uğraşır dururlar. Bu sektörde çalışanlar hafızalarının zayıflamasından veya dikkat dağınıklığından sıklıkla bahsederler. Çünkü yaptıkları iş, çoğu zaman insan beynini bir robot gibi çalıştırmaktır. İşte, yapay zeka yazılımlar bu işleri insanoğlunun sırtından alacak. Belki ilk başta bazılarımız işsiz kalacak, ama sonuç insanoğlu için çok daha sağlıklı olacak…


Yapay Zeka Beste Yapabilir mi? Peki Ya Şarkı Söyleyebilir mi?


Yapay zekanın çalışma mantığı metin, görüntü ve ses üretmek için açık internetten milyarlarca kelime, ses ve görüntüyü karmaşık algoritmalar kullanarak toplamak ve bunlardan anlamlı bir seçki yapıp sunmak…Yani bir tür sentezleme işlemi… Varolanları birleştiriyor, ortaya yeni görünümlü bir şeyler çıkıyor… Mutfaktaki malzemeleri birleştirip fırına vermek ve çıkan sonucu sunmak gibi… Ancak şöyle bir fark var, yapay zeka, mutfağımızdaki sınırlı sayıda malzemeyi sınırsız denebilecek kombinasyonlarda ve sınırsız denebilecek ısı derecelerinde ve pişirme şekillerinde hazırlayabilir… Mevcut malzemenin bu şekilde karıştırılmasını küçümseyenler çıkabilir, ancak orjinal sandığımız pek çok “sanat eseri” de aslında bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Pek çok düşünür, kendinden öncekilerin karması ve sentezinden başka bir şey değildir. Orjinalite her zaman önemlidir ve kıymetlidir, ancak sanıldığı kadar yaygın değildir…


İş, ‘popüler kültür tüketim malzemeleri’ne geldiğinde yapay zeka bizlere orjinal görünümlü şahane “sanat eserleri” üretebilir… Çünkü toplumun beğenileri belli bir düzeye kadar bir matematik formül içerir. O formülü uyguladığınızda talebi büyük oranda karşılarsınız… Bu formülü keşfetmiş bir yapay zeka, arka arkaya pek çok hit parça üretebilir. Hatta işi burada bırakmaz, bir de o şarkıları insan sesinden ayırt edilemeyecek güzellikte söyleyebilir. Yapay zekadan talep edin: “Bana Sezen Aksu, Münir Nurettin Selçuk ve Madonna sesi karışımı bir sesle şarkı söyle…” Tıpkı çikolatalı, sade ve limonlu karışık dondurma ister gibi… Yapay zeka sizin için bu sesleri belki binlerce farklı ton ayarlaması ile karıştıracak ve saniyeler içerisinde daha önce duymadığınız bir ses tonunu yakalayacak… Kimbilir, az sonra…


Beste ve ses sanatçılığı örneklerini özellikle verdim… Şarkı besteleyebilen bir yapay zeka robotun daha başka neleri yapabileceğini zihninizde daha rahat canlandırabilesiniz istedim… Bunları yapabilen bir yapay zeka, basit ofis işlerini veya reklam ajansında metin yazarlığı işini yapamaz mı? Yapar, yapıyor da. Nitekim ABD’de şu sıralar yapay zeka yüzünden işini kaybedenlerin başında bu iş grupları geliyor… Yapay zekanın düz yazı metinlerde mükemmele yaklaşması bu işleri yapanları birer birer işsiz bırakıyor… Yapay zekanın yazılı ve sesli tercüme programları mütercim tercümanlara olan ihtiyacı azalttıkça azaltıyor…


İlk ve ikinci sanayileşme dalgasında daha çok mavi yakalılar işlerini kaybetmişti. Yapay zeka ise doğrudan beyaz yakalıları hedef alıyor, gözünü ofislere dikiyor… Kimbilir, gelecekte işsiz kalmamak için belki de en iyisi mavi yaka işlere geri dönmek…


Gelecek Hızlı Geliyor


Geleceğin dünyası bugünden farklı olacak…


Toplumsal zemin altımızdan hızla kayıyor


İşler değişecek, üretim ve tüketim şekilleri bambaşka bir hal alacak… Geçmişte de değişimler gördük, bunların bir kısmı büyük değişimlerdi… İnsan ruhu bunlarla baş etmekte bir hayli zorlandı… Devrimler, kaoslar, anarşi ve buhranlar yaşadık… Tüm bunlara neden olan geçmiş devrimler, bugün yaşanan değişimin yanında çok ufak kalacak şeylerdi. Bu nedenle yarının dünyası devasa değişimlere gebe… Dünya devinim halinde, adeta kaynıyor… Yarın çok hızlı geliyor…

Sedat Laçiner

Güncel Yazılar, 7 Haziran 2023




Sedat LAÇİNER: İlk orta-lise eğitimini Ankara Yenimahalle’de tamamladı. Lisans derecesini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden (Mektebi Mülkiye) alan Laçiner, henüz öğrenciyken Milliyet Gazetesi’nde gazeteciliğe başladı. Milliyet’te çeşitli yazı dizileri hazırlayan Sedat Laçiner, gazetenin Başbakanlık Muhabiriydi. Yüksek Lisans derecesini İngiltere’de Sheffield Üniversitesi’nden, doktorasını ise King’s College London (Londra Üniversitesi) alan Laçiner, 2001-2003 yıllarında Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (ASAM) araştırmacı olarak çalıştı. 2004 yılında Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) kurucu başkanı olan Laçiner, başkanlık görevini 2011 yılına kadar sürdürdü. 2006 yılında Davos Economic Forum tarafından düzenlenen Young Global Leaders listesine “entelektüeller” dalında dahil edilen Laçiner 2011-2015 yılları arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürüttü; 2010-2015 yılları arasında Star gazetesinde dış politika ve uluslararası güvenlik alanlarında düzenli olarak köşe yazıları yazdı; TRT’de her hafta yayınlanan ‘Açı’ adlı programda yaklaşık beş yıl boyunca yorumculuk yaptı. Laçiner, Çanakkale Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve diğer kurumlarda Uluslararası İlişkiler dersleri verdi. Bir dönem İçişleri Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Başkan danışmanlığı da yapan Laçiner’in, Türkçe ve İngilizce olarak ulusal ve uluslararası alanda pek çok kitap ve makalesi bulunmaktadır.


Yazarın e-postası: sedatlaciner72@gmail.com




Yazarın Diğer Yazıları:

- Üçüncü Dünya Savaşı mı Yaklaşıyor, 21 Mayıs 2023

BU MAKALEYİ SESLİ DİNLE - YOUTUBE

- Japonya, NATO Üyesi Olur mu?, 13 Mayıs 2023

BU MAKALEYİ YOUTUBE'DA SESLİ DİNLE

- Batılı Şirketler Çin'den Vazgeçebilecek mi?, 3 Mayıs 2023

- Güney Kore: Devler Arasında Güvenlik Arayışı, 2 Mayıs 2023

- İmalat Amerika'yı Yeniden Tek Süpergüç Yapabilir mi?, 28 Nisan 2023

- Çin vs. ABD: Yeni Bir Soğuk Savaş mı?, 23 Nisan 2023

- Çin - Brezilya Yakınlaşması ve Küresel Güç Dengelerine Etkileri, 16 Nisan 2023

- ABD İstihbarat Sızıntısı: Belgeler Ne Diyor?, 13 Nisan 2023

- ABD'de Ortalama Yaşam Beklentisinde Beklenmedik Düşüş ve Nedenleri, 9 Nisan 2023

- Küresel Para Savaşları, 4 Nisan 2023

- Suudi Arabistan - İran Anlaşması ve Çin'in Arabuluculuğu: Bölge İçin Olası Sonuçları, 26 Mart 2023

- Rusya'nın Nüfus Sorunu: Rusya Ölüyor mu?, Ocak 2023

- Kentsel Dönüşüm ve Yağmalanan Çocukluğumuz, Şubat 2023

- Yazarın diğer yazılarının Researchgate'deki linkleri


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İran ve Rusya: İnsansız Hava Araçlarıyla Gelen Dostluk

Putin - Kim Jong Un Görüşmesi ve Ukrayna Savaşı'nın Pasifik Üzerindeki Etkileri

Üniversiteleri ve Göçmenleri Trump Korkusu Sardı: Eyvah Trump Geliyor!