Aile Sonrası Toplum: Yıkılan Kalıplar, Değişen Aile

Sedat Laçiner, Güncel Yazılar

Batı Toplumunda Sarsılan Temeller ve Türkiye İçin Yansımalar

Geleneksel aile yapısı, Batı toplumlarında köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Son açıklanan istatistikler, bu değişimin hızını ve boyutunu gözler önüne seriyor. Özellikle İngiltere'den gelen rakamlar, aile kurumunun alışılagelmiş formunun hızla dönüştüğüne işaret ediyor. Ancak bu dönüşüm, yalnızca batı toplumlarını değil, küresel etkileşimler nedeniyle tüm dünyayı, dolayısıyla Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor.


Evlilik Dışı Doğumlar ve "Gayrimeşru" Kavramının Erimesi

2021 yılında İngiltere'de doğan çocukların yüzde 51'inin evli olmayan ebeveynlerden dünyaya gelmesi, tarihi bir dönüm noktası oldu. Yüzyıllardır "gayrimeşru" olarak etiketlenen ve çocukların sosyal dışlanmasına neden olan bu durum, artık Batı'da bir norm haline gelmeye başlıyor. Geçmişte filmlere, romanlara konu olan bu toplumsal damga, rakamların da gösterdiği gibi hızla siliniyor. 1960'lara kadar yüzde 7'yi bile aşmayan bu oran, sadece birkaç on yılda yüzde 50'nin üzerine fırladı. Uzmanlar, gizli tutulan veya evlilik içi gibi gösterilen vakalar nedeniyle gerçek oranın çok daha yüksek olabileceğini ve 2023 itibarıyla yüzde 55'i dahi aşmış olabileceğini belirtiyor.


Tek Ebeveynli Aileler: Yeni Normal mi?

Evlilik dışı doğumlarla birlikte yükselen bir diğer trend ise "tek ebeveynli" (single parent) aileler. Geleneksel olarak boşanma veya vefat gibi istisnai durumlarda ortaya çıkan bu yapı, modern toplumlarda kural haline geliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde 18 yaş altı çocukların neredeyse üçte biri, yani 24 milyondan fazla çocuk, tek bir ebeveynle, genellikle annesiyle yaşıyor. Bu durum, çocukların yetişme biçimlerini, kişilik gelişimlerini ve davranış kalıplarını derinden etkiliyor.

Sosyolojik ve psikolojik araştırmalar, tek ebeveynli hanelerde yetişen çocukların, geleneksel aile yapısındaki çocuklara kıyasla farklı sorunlarla karşılaşabileceğini gösteriyor. Gece ağlayan bir çocuğa bakan tek bir ebeveynin yükü, iki yetişkinin paylaştığı yükten çok daha ağır. Bu durum, ebeveyn üzerinde psikolojik ve maddi baskı yaratırken, çocuğun gelişiminde de potansiyel boşluklar oluşturabiliyor. Amerika ve Avrupa'daki hükümetler, bu dalganın önüne geçmekte zorlanarak, tek ebeveynli ailelere yönelik destek programları geliştirmek zorunda kalıyorlar.


Koruyucu Aile Sistemi ve Yarattığı Çıkmazlar

Devletin çocuk esirgeme kurumlarına alternatif olarak geliştirilen koruyucu aile sistemi de, sanıldığı kadar "koruyucu" olamayabiliyor. Amerika'da yaklaşık yarım milyon çocuğun içinde bulunduğu bu sistemde, çocuklar çoğu zaman sevgi eksikliği, istismar veya ihmal gibi sorunlarla yüzleşiyor. Araştırmalar, koruyucu ailelerde büyüyen çocukların beşte birinin 18 yaşına geldiğinde evsiz kaldığını, kız çocuklarının yüzde 70'inin 21 yaşından önce hamile kaldığını ve sadece yüzde 3'ünden azının üniversiteyi bitirebildiğini gösteriyor. Bu rakamlar, sistemin amacına ulaşmadığı ve ciddi sorunlar barındırdığına dair endişeleri artırıyor.


Boşanma Fırtınası ve Evlilik Kurumunun Dönüşümü

Batı'da yaşanan bir diğer çarpıcı değişim ise boşanma oranlarındaki patlama ve evlilik sayılarındaki düşüş. Her iki evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığı bir ortamda, insanlar artık daha az evleniyor ve daha çok boşanıyor. Ayrıca, resmi bir evlilik olmaksızın birlikte yaşayan ve kısa sürede ayrılan çiftler de düşünüldüğünde, "boşanma" kavramının kapsamı genişliyor.

İnsanların refah düzeyi arttıkça, tahammül ve birlikte yaşama kapasitesinin azaldığı gözlemleniyor. Bireysellik ve mahremiyet adına evliliğe, hatta aynı evde yaşamaya bile tahammül edilemiyor. Bu durum, sosyologlara göre evlilik kurumunun tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir değişime işaret ediyor.


Geleceğin Ailesi veya Post-Aile Çağı

"Bütün bunlar bize ne?" diye sorulabilir. Ancak mevcut dünya manzarasına bakıldığında, Batı toplumlarındaki bu değişimlerin küresel bir takip eğilimi gösterdiği aşikar. Amerikan filmlerinde, dizilerinde, haberlerinde gördüğümüz yaşam biçimleri, internet ve uydu yayınları aracılığıyla dünyanın geri kalanına yayılıyor. Bir otomobilin ön tekeri nereye giriyorsa, arka tekeri de bir süre sonra oraya giriyor misali, Batı'da yaşanan bu dönüşümlerin 5-10 yıl içinde Türkiye gibi toplumlarda da yaşanması muhtemel.

Halihazırda Türkiye'de de boşanma oranları artışta, doğurganlık oranları düşüşte. Geleneksel büyük aileler çekirdek ailelere, çekirdek aileler ise atomize olmuş bireylere dönüşüyor. Tek ebeveynli ailelerin oranı ABD'de yüzde 33'ü, İngiltere, Rusya ve Danimarka gibi ülkelerde ise yüzde 20'yi aşmış durumda.

Bu değişim, sadece bir çöküşten ziyade, ailenin ve dolayısıyla toplumun kabuk ve öz değiştirmesi olarak yorumlanabilir. Kadının iş hayatına girmesi, bireyselleşme eğilimi, teknolojik gelişmeler; tüm bunlar yeni bir insan tipi, yeni bir yaşam felsefesi ve yeni bir toplum yapısı yaratıyor. Gelecekte, "aile" kavramının bile farklı bir anlama bürünmesi, belki de yerine başka bir kavramın gelmesi söz konusu olabilir.

Devletler, bu değişimin toplumsal maliyetlerini (suç oranları, madde bağımlılığı, evsizlik gibi) azaltmak amacıyla hala evliliği desteklemeye çalışsa da, bu rüzgara karşı kürek çekmekte zorlanıyorlar. Öte yandan, bazı liberal görüşler ise aile kurumunun miadını doldurduğunu ve yerine yeni yapıların konulması gerektiğini savunuyor.

Önümüzdeki 20-50 yıl içinde bambaşka bir aile modeli veya kavramının ortaya çıkacağı öngörülüyor. Bu, davranışlarımızı, karakterimizi ve tüm yaşamımızı belirleyecek yeni bir insanlık durumunu beraberinde getirecek. Anlamaya ve anlamlandırmaya çalıştığımız bu büyük dönüşüm, modernite felsefesini ve onun toplumsal yansımalarını daha derinlemesine incelemeyi zorunlu kılıyor.

12 Haziran 2025


Konu ile ilgili bir video için lütfen linki tıklayınız: https://youtu.be/hLuaivnDgRk?si=XbeBtwL0zpIIe9PW


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İran ve Rusya: İnsansız Hava Araçlarıyla Gelen Dostluk

Putin - Kim Jong Un Görüşmesi ve Ukrayna Savaşı'nın Pasifik Üzerindeki Etkileri

Üniversiteleri ve Göçmenleri Trump Korkusu Sardı: Eyvah Trump Geliyor!