Çin ve ABD'nin Deniz Hakimiyeti Savaşları

Prof. Dr. Sedat Laçiner,

Güncel Yazılar1 Şubat 2025 

* ABD, Stratejik Denizcilik Hamlesiyle Panama Kanalı ve Grönland'ın Kontrolünü Ele Geçirmeye Çalışıyor

Bir zamanlar uçuk bir fikir olarak reddedilen ABD'nin Panama Kanalı üzerindeki kontrolü geri alma ve Grönland'ı satın alma konusundaki ilgisi ciddi bir jeopolitik sorun haline geldi. Eski Başkan Donald Trump bu konuyu ilk gündeme getiren kişi oldu ve başlangıçta şüphe uyandırdı. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun son açıklamaları, Washington'ın hırsları konusunda şaka yapmadığını gösteriyor.


Cesur Bir Girişim

Göreve başladıktan kısa bir süre sonra Trump, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen'i doğrudan arayarak Grönland'ı ABD'ye satması için çağrıda bulundu. Raporlar, Trump'ın tonunun sert, hatta kaba olduğunu gösteriyor. Teklif, birçok kişi tarafından ciddi bir politika hamlesi olmaktan çok diplomatik bir yanlış adım olarak algılandığı için inanmazlıkla karşılandı.

Aynı zamanda Rubio, Panama'ya ilk resmi dış ziyaretini gerçekleştirdi ve burada Amerika'nın kanal üzerindeki kontrol konusundaki artan endişelerini vurguladı. Bu hamle, ABD hükümetinin deniz hakimiyetine doğru stratejik değişimini vurguluyor.


Grönland ve Panama Neden Önemlidir?

Grönland, Kuzey Amerika ile Avrupa arasındaki önemli deniz nakliye yolları üzerinde önemli bir konuma sahiptir. Arktik buzları erimeye devam ettikçe, yeni ticaret yolları ortaya çıkıyor ve bu da bölgeyi küresel ticaret için giderek daha değerli hale getiriyor. Ayrıca, Grönland, henüz keşfedilmemiş mineral kaynakları açısından zengindir ve bu da ABD'nin ilgisini daha da artırmaktadır.

Öte yandan Panama Kanalı, küresel ticaretteki en önemli deniz yollarından biri olmaya devam ediyor ve Pasifik ile Atlantik Okyanusları arasındaki nakliye mesafelerini binlerce kilometre azaltıyor. Kanal başlangıçta ABD tarafından inşa edilmişti ancak 1999'da Başkan Jimmy Carter döneminde yapılan bir anlaşmanın parçası olarak Panama'ya devredildi. Bugün Washington, Hong Kong merkezli şirket Hutchison Whampoa'nın su yolunun her iki ucundaki limanları yönetmesiyle birlikte Çin'in kanalın operasyonları üzerindeki artan etkisinden endişe duyuyor.


Deniz Hakimiyeti Mücadelesi

Amerika Birleşik Devletleri'nin deniz kontrolüne olan yenilenen odağı, küresel güç mücadelelerinin tarihsel kalıplarını yansıtıyor. Britanya İmparatorluğu bir zamanlar denizlere hükmediyordu ve 18. ve 19. yüzyıllarda hakimiyetini güvence altına alıyordu. İspanya, Portekiz, Hollanda ve Fransa da benzer şekilde imparatorluklarını deniz üstünlüğüyle inşa ettiler. Şimdi ABD, hayati ticaret yollarını güvence altına alarak kendi küresel etkisini sürdürmeye çalışıyor.


Çin Faktörü

Washington, Çin'in deniz genişlemesini kendi üstünlüğüne doğrudan bir meydan okuma olarak görüyor. Pekin, stratejik konumlardaki ticaret yollarına, altyapıya ve askeri karakollara büyük yatırımlar yapıyor. Buna karşılık ABD, Japonya, Güney Kore ve Avustralya dahil olmak üzere Hint-Pasifik'teki ittifakları güçlendirerek Çin'i kuşatma çabalarını yoğunlaştırdı.

Çin ayrıca Bering Boğazı üzerinden alternatif yollar geliştirmek için Rusya ile ortaklık kurarak Arktik'ten geçen yeni ticaret koridorlarını araştırdı. Küresel ticaret rotalarındaki bu potansiyel değişim, Grönland'ı Arktik nakliye yolları üzerindeki kontrolü sürdürmede bulmacanın önemli bir parçası olarak gören Washington'ı alarma geçirdi.


Panama'da Yaklaşan Bir Çatışma mı?

ABD, Çin'in gelecekteki bir çatışmada Panama Kanalı'nı tıkayabileceği, küresel ticareti felç edebileceği ve Amerikan ekonomik güvenliğine ağır bir darbe indirebileceği yönündeki endişelerini açıkça dile getirdi. Pekin'in böyle bir planı olduğuna dair resmi bir kanıt olmasa da Washington en kötü senaryolara hazırlanıyor.

Panama Devlet Başkanı José Raúl Mulino, Çin'in kanal üzerinde haksız bir etkiye sahip olduğu iddialarını reddetti ve konunun tartışmaya açık olmadığını kesin bir şekilde belirtti. Ancak tarih, ABD'nin Panama'ya müdahalesinin eşi benzeri görülmemiş olmadığını gösteriyor. 1989'da Washington, o zamanki lider Manuel Noriega'yı devirmek için bir askeri operasyon başlattı ve gerektiğinde güç kullanma isteğini gösterdi.


Sırada Ne Var?

Önümüzdeki aylar, ABD'nin Panama ve Grönland'ı güvence altına alma çabalarını artırıp artırmayacağını belirlemede kritik olacak. Diplomatik baskı zaten artıyor ve Rubio'nun Panama ziyareti Washington'ın konuyu ciddiye aldığının sinyalini veriyor. Bunun müzakerelere, ekonomik baskıya veya hatta doğrudan müdahaleye yol açıp açmayacağı henüz belli değil. Ancak bir şey açık: Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en hayati deniz yolları üzerindeki kontrolünü iddia etmeye kararlı.

Prof. Dr. Sedat Laçiner,

Güncel Yazılar, 1 Şubat 2025

Konuyla ilgili bir video için: "Çin-ABD Deniz Hakimiyeti Savaşları", YouTube 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İran ve Rusya: İnsansız Hava Araçlarıyla Gelen Dostluk

Üniversiteleri ve Göçmenleri Trump Korkusu Sardı: Eyvah Trump Geliyor!

Ukrayna Neden Önemli?