AMERİKA'DA "TEHLİKELİ ZAMANLAR": KONUŞMAYIN, KİMSE SİZİ KORUYAMAZ!

Sedat Laçiner

Bildiğiniz Amerika’nın sonu, demiştik. İşte haber verdiğimiz o günler geldi. Trump yönetimi altındaki Amerika her geçen gün sıradan bir Orta Doğu veya Afrika ülkesine dönüyor. Efsane gazeteciler yetiştiren ve ifade hürriyeti mücadeleleriyle ünlü Columbia Üniversitesi’nin hali bunun açık kanıtı…

***

Geçtiğimiz hafta Üniversite mezunu yeşil kart sahibi Arap kökenli bir öğrenci, Mahmud Halil göç polisleri tarafından tutuklandı ve uzakta bir hapishaneye atıldı. Hakkında yurt dışına deport edilme ve yeşil kartını iptal kararı var. Herkes şokta. Trump’ın yeşil kart, yani sürekli oturum hakkı sahiplerine dokunmayacağını sanıyorlardı. Ancak Trump’a göre Gazze’ye, Filistin’e destek vermek, daha doğrusu İsrail’i eleştirmek terörist olmakla, Yahudi düşmanı olmakla, hatta ABD düşmanı olmakla eşdeğer.

Gazze gösterilerine katılan öğrencilere dönük cadı avı başladı, teker teker yakalanacaklar. Üniversitelere de mali cezalar geliyor...

***

4-5 gün önce Columbia Üniversitesi yöneticileri Üniversitenin gazetecilik okulundan öğrencileri ve öğretim görevlilerini toplayarak bir uyarı yayınladı. Öğrencilere özellikle uluslararası öğrencilere Gazze ve Ukrayna üzerine çalışma yayınlamaktan kaçınmaları, bu konulardan kaçınmaları, bilhassa Gazze gösterilerindne uzak durmaları söylendi. Uyarı yapan Yrd. Doç. Dr. Stuart Karle idi. Doçent Karle’a göre öğrenciler mezuniyetlerine yaklaşık iki ay kala, akademik başarılarını, hatta özgürlüklerini bile tehlikeye atmış olabilirlerdi. Üniversite görevlisi öğrencilerinden Trump yönetiminin öfkesini çekmemelerini talep etti...

İlginçtir, toplantının yapıldığı salonun adı Pulitzer Salonu’ydu ama öğrenciler ile Üniversite yönetimi arasındaki konuşmanın içeriği otokratik bir üçüncü dünya ülkesinde rastlanacak türdendi…

Üniversite yetkilisi, gazetecilik okulu öğrencilerini uyarmaya devam etti.

“Sosyal medya sayfanız varsa, Orta Doğu'ya dair yorumlarla dolu olmadığından emin olun. Sosyal medya sayfalarınızı sakıncalı bir içerik olmadığını emin olacak şekilde temizleyin.”

Filistinli bir öğrenci bu sözlere itiraz edecek oldu, bunun üzerine okulun Dekanı Jelani Cobb cevabı yapıştırdı: “Kimse sizi koruyamaz. Bunlar tehlikeli zamanlar.”

Üniversitenin haklı gurur olan ünlü "Oryantalizm" kitabının yazarı edebiyat bilgini Edward Said bu sözleri duymuş olsaydı herhelde ağlardı. Said, İsrail’e tepkisini göstermek için İsrail askerlerine uzaktan seöbolik şekilde taş atmış, bunu ifade hürriyeti olarak dünyaya göstermiş bir hocaydı. O günlerde Amerikalı profesörler için akademik hürriyette sınır gökyüzüydü. Şimdilerde ise aktivizmin sembolü sayılan Columbia’da bile gözlerde korku var...

***

Son 2 akademik yıldır Gazze'deki protestoları, Columbia'yı çok zor durumda bıraktı. Üniversitede 100’den fazla öğrenci tutuklandı. Gazze’yi destekleyen ve İsrail’i eleştiren gösteriler öylesine etkili oldu ki Yahudi dernekleri, Yahudi iş dünyası, Yahudi siyasiler ve siyonist Hristiyan siyaset çevreleri Üniversiteyi Yahudi düşmanlığının kalesi olarak görmeye başladı. Bu çevrelere göre Columbia Üniversitesi gibi okullar Gazze gösterilerine izin vererek Yahudi öğrencilerinin hayatlarını riske atıyor, Yahudilerin kendilerini kötü hissetmesine yol açıyordu. Bu çevrelere rektörleri görevlerini yapmamakla suçlarken Yahudi işadamları bu üniversitelere bağışlarını azalttılar veya tamamen kestiler. Tehditler öyle bir noktaya ulaştı ki gösterilere katılan mezun öğrenciler kara listelere alındı ve şirketlere dağıtıldı. Yönetimi Yahudilerin elinde olan bazı firmalar bu gösterilere katılan öğrencilere iş vermeyeceklerini açıkladılar. Trump’ın seçilmesiyle birlikte Gazze gösterilerini terör gösterisi sayan anlayış iktidara geldi ve Trump koltuğa oturur oturmaz gösteri yapılan üniversiteler hakkında soruşturmalar başlattı ve ilk ceza Columbia Üniversitesine kesildi: 400 milyon dolarlık hibe ve yardımlara son verildi. Columbia Üniversitesi'nin geçici Rektörü Prof. Dr. Katrina Armstrong, bu olağanüstü adımın "üniversitenin hemen hemen her köşesini" etkileyeceğini söyledi. Ertesi gün, göçmenlik görevlileri yeni mezun Mahmud Halil'i tutukladı ve onu üniversite konutundan çıkardı. Başkan Trump, yeşil kartının iptal edileceğini ve sınır dışı edileceğini söyledi.

Bu iki hamle Columbia'da ve yüksek öğrenim dünyasında şok dalgaları yarattı ve okulu, Trump yönetiminin hem seçkin üniversitelere hem de göçmen topluluklarına yönelik artan saldırılarının ön saflarına taşıdı. Bu, Columbia'nın kaçınmak için çok çabaladığı bir sonuçtu ama olmadı…

***

Başta Rektör Armstrong olmak üzere Üniversite yönetimi ulusal bir mücadelenin ön cephesinde olmaktan korkuyor ve mücadele etmek istemiyor. Rektör, Pazartesi günü baskıyı kabul etti, öğrencilere ve öğretim görevlilerine yazdığı mektupta, "Tüm gözler Columbia'da" diye yazdı.

***

Amerikan muhafazakar çevreleri ve Yahudi dernekleri, iş dünyası ayakta. Eskiden böyle bir sorun yoktu. Amerikan müesses nizamına yönelen tehditler basit, sloganik ve etkisizdi. Ancak göçmenler artık daha eğitimli ve Amerikan eğitim zirvesinin tepesinde ve basında daha etkililer. İsrail’e saldırmak, onun hata ve eksiklerini Amerika’ya ve tüm dünyaya haykırmak artık kesinlikle daha kolay. Eğitim ve yüksek statülerle güçlenen Müslüman muhalifler yerleşik muhaliflerle, bilhassa siyahilerle ve solcularla işbirliği yapıyor ve bunun karşısında durmak daha zor oluyor. Amerikan Muhafazakarlarını, Hristiyan Siyonistleri ve Yahudi çevreleri rahatsız eden bu. 

Aralık ayında muhafazakar bir yorumcu, Trump'ın eğitim bakanı olarak seçtiği Linda McMahon'a "Columbia Üniversitesi'ni basitçe yok etmesi" çağrısında bulunmıştu. Kızgınlık bu düzeyde…

Salı günü basına açıklama yapan Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, Üniversite yönetiminin Bakanlık yetkililerine "Hamas yanlısı faaliyetlerde bulunan" kişileri tespit etmede yardımcı olmayı reddettiğini söyledi. Leavitt’İn bu sözlerindne anlıyoruz ki Trump Yönetimi Üniversitelerden ihbarcılık bekliyor, kendi öğrencilerini ispiyonlamasını istiyor. Beyaz Saray Sözcüsü diğer üniversiteleri tehdit etmekten de geri durmuyor: “Amerika'nın tüm kolej ve üniversitelerinin bu yönetimin politikasına uymasını bekliyoruz.” Uymazlarsa?

***

Yönetimin açıklamaları ve ilk uygulamalar tüm Üniversiteleri korkuttu ve bazı üniversiteler ceza beklentisiyle yatırımlarını dondurdu, yeni personel alımlarını durdurdu. Kısacası Amerikan yükseköğretimi belirsizlik ve korku içinde kilitlenmiş vaziyette…

***

Peki neden Columbia Üniversitesi’yle başladılar? Bir görüşe göre Harvard ve MIT ile uğraşmaktansa onlardan bir tık daha geride olan columbia ile uğraşmak daha kolay. Columbia üzerinden diğerleri korkutulacak. Trump’ın tarzı böyle: Uçuk cezalarıyla diğerlerini kendiliğinden yola getirecek. Trump kendisini uçsuz bucaksız yetkileri olan bir antik çağ kralı sanıyor. Üniversiteleri, kolejleri, hatta ilkokulları bile kendi çöplüğü gibi görüyor.

***

Aslında Columbia’daki ve diğer üniversitelerdeki gösteriler son derece barışçıldı. Hiç kimseye zarar verilmedi. Geçmiş gösterilerden farklı olarak göstericiler güvenlik güçlerine direnmedi bile. Belki de bu nedenle gösterilere Yahudi öğrenciler bile katıldı. Olaylarda bir tek Yahudi öğrencinin burnu kanamadı. Gösterilerin anti-semitizmi artırdığı iddiası asılsız bir iddia. Batı dünyasında Yahudilere dönük bir rahatsızlık oluştuysa bunun nedeni öğrenci gösterileri değil, bizzat İsrail’in Gazze politikası oldu.

***

Trump’ın Eğitim Bakanlığı bu hafta, "antisemitik ayrımcılık ve tacize" karşı federal kuralları ihlal ettikleri gerekçesiyle soruşturma altında olan 60 üniversiteye uyarı mektubu gönderdiğini duyurdu.

Mektuplarda Harvard Üniversitesi'nden Tennessee Üniversitesi'ne kadar özel ve kamu kolejleri de dahil olmak üzere okullara "olası yaptırım eylemleri" konusunda uyarıda bulunuluyor. Ancak şimdiye kadar hiçbir okul Columbia kadar incelemeye tabi tutulmadı veya antisemitizm suçlamaları nedeniyle yüz milyonlarca dolarlık federal fonu kaybetme olasılığıyla karşı karşıya kalmadı.

Geçtiğimiz hafta, Columbia Rektörü Prof. Dr. Armstrong, federal fon kesintisinin "öğrenciler, öğretim görevlileri, personel, araştırma ve hasta bakımı" için geniş kapsamlı sonuçları olacağını söyledi. Pazartesi günü ise Ulusal Sağlık Enstitüleri, Cuma günü duyurulan 400 milyon dolarlık kesintinin en büyük parçası olan okula 250 milyon dolardan fazla para aktaracak 400'den fazla hibeyi iptal ettiğini açıkladı.

***

ABD Başkanı Trump, ABD'de yasal sürekli ikamet statüsüne sahip olmasına rağmen göçmenlik görevlileri tarafından gözaltına alınan 30 yaşındaki Mahmud Halil gibi öğrenci eylemcilerin bundan sonra daha fazla tutuklanacağına dair söz verdi, “bu ilk” dedi… TrumP’ın Halil’in yeşil kartının iptal edileceğini ve sınır dışı edileceğini de söyledi…

Beyaz Saray, Halil'in tutuklanmasını memnuniyetle karşıladı ve resmi sosyal medya hesaplarında "Shalom, Mahmud" ifadesinin altında resmini paylaştı.

Pazartesi günü, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Halil'i "Hamas'a bağlı faaliyetlere öncülük etmekle" suçlayan bir açıklama yayınladı ancak suçlamanın detayları verilmedi… Bakanlık, Halil'i Hamas’la temas kurmakla, talimat almakla veya gruba maddi destek sağlamakla suçlamadı. Bakan Rubio, somut bir gerekçe ve bağlantı sunmak yerine sadece anti-Semitizmle mücadelenin ABD için küresel bir hedef olduğunu, Mahmud Halil gibilerinin bu hedefin altını oyduğunu, iddia etti. Yani kanıtsız desteksiz ideolojik kuru bir suçlama…

***

Son gelişmelere insan hakları derneklerinden büyük tepki var… New York Sivil Özgürlükler Birliği Başkanı Donna Lieberman, yaşananları kastederek “Bu kabul edilemez bir şey. Hedefli, misilleme niteliğinde ve Anayasa’daki Birinci Değişikliğe, yani ifade hürriyetine aşırı bir saldırı. Ve McCarthycilik kokuyor” dedi. Biliyorsunuz McCarthycilik  1950-54 yılları arasında yaşanmış ve tüm muhalifleri “komünist” diye etiketleyip cadı avı başlatan politikaya verilen ad.

***

Üniversiteler sadece Beyaz Saray’dan baskı görmüyor… ABD Kongresi’nin iki kanadı da Amerikan Üniversitelerini kuşatma altına almış vaziyette. Komiteler ve bireysel saldırılar üniversiteleri bunalttı. Bu baskının arkasında Yahudi siyasiler ve Trumpçı vekiller var…

Şubat ayında Temsilciler Meclisi Eğitim ve İşgücü Komitesi, Columbia Üniversitesine bir mektup göndererek Üniversitede Yahudi düşmanı pekçok olayın cereyan ettiğini iddia etti ve 11 olayla ilgili disiplin kayıtlarını istedi. Komitenin Yahudi düşmanı diye etiketlediği olaylardan biri eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın verdiği bir konfreansta yaşanan protesto. Clinton o konferansta eli kanlı olmakla, İsrail’e ahlaki olmayan destek vermekle suçlanmıştı. Bu kadarcık bir protesto bile Yahudi düşmanlığıyla eş tutulup kınanabiliyor. Komite Başkanı ve Cumhuriyetçi Milletvekili Tim Walberg, "Rektörden bana şahsen iki kez yeni yönetimde gerçek değişiklik olacağına dair sözler aldım Ancak hiçbir değişiklik olmadı, sadece boş vaatler gördüm” diyor… İşin doğrusu Kongre üyeleri üniversitelere baskı konusunda Trump’tan bile daha saldırgan, daha yırtıcı… Özellikle Yahudi milletvekilleri konuları şahsileştiriyor.

ABD Kongresi daha önce Harvard, Pennsylvania, MIT ve Columbia Üniversitesi eski Rektörünü ifadeye çağırmıştı ve bu rektörler sonrasında yaşadıkalrı baskıya dayanamayarak istifa ettiler. Konu anti-Semitizm olduğunda Kongrenin demokrat kanadı Trump’a ve Trumpçı milletvekillerine yeterince karşı çıkmıyor.

***

Ayrıca Trumpçılar ve Yahudi dernekleri Üniversiteler ne yaparsa yapsın tatmin olmuyor. Geçen yıl Columbia’nın kadın rektörü Şefik, kendi bekasını kurtarmak adına Üniversiteye polisleri davet etmiş ve 100’den fazla öğrencinin tutuklanmasını sağlamıştı.

Son haftalarda Columbia Üniversitesi'ne bağlı Barnard Koleji'nde, İsrail tarihi dersini böldükleri için disiplin cezası alan iki öğrenci de okuldan atıldı. En başta anlattığımız üzere Üniversite dekanları, yöneticileri öğrencilerine resmen oto-sansür uygulamalarını, belli konularda sosyal medya mesajı bile atmamalarını istiyor. Buna rağmen baskılar azalmıyor, artıyor.

Sedat Laçiner, Güncel Yazılar, 14 Mart 2025


Video: Amerika'da Tehlikeli Zamanlar




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İran ve Rusya: İnsansız Hava Araçlarıyla Gelen Dostluk

Putin - Kim Jong Un Görüşmesi ve Ukrayna Savaşı'nın Pasifik Üzerindeki Etkileri

Üniversiteleri ve Göçmenleri Trump Korkusu Sardı: Eyvah Trump Geliyor!